Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, iç ve dış gelişmelerin ardı ardına yaşandığı yoğun bir yılı geride bıraktıklarını ifade etti. Kalın, “Genel olarak bakıldığında bölgemizdeki terör tehdidinin devam ettiğini, özellikle Suriye sahasında karşımıza çıkan çeşitli sınamalar noktasında attığımız adımların netice vermeye başladığını da bu vesileyle ifade etmek isterim. Bütün bu meydan okumalara karşı kararlı bir şekilde devlet-millet bütünlüğü içerisinde çalışmalarımızı da yoğun bir şekilde devam ettireceğiz” dedi.
Hem Fırat’ın doğusunda hem de İdlib’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Kalın şunları söyledi:
“Öncelikle İdlib’deki durum kritik bir şekilde devam ediyor. Burada bildiğiniz gibi geçen yıl 4 ülke ile varılan bir mutabakat vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında İstanbul’da yapılan bir toplantıda Türkiye-Almanya-Fransa ve Rusya Federasyonu olarak bir İdlib Mutabakatı Anlaşması yapılmıştı. Uzun müzakereler sonucunda bu anlaşmaya Rusya tarafı da onay vermişti ve bu geçtiğimiz yıl içerisinde büyük oranda uygulandı. Ara ara rejimin ihlalleri ile bu konu tekrar gündeme geldi, en son geçtiğimiz ağustos ayında bir ateşkes daha yapıldı ve bu ateşkes çerçevesinde de İdlib’deki durumun nispeten daha sakin korunması için adımlar atılmaya devam edildi.”
Kalın, Doğu Akdeniz’de Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan gibi başka ülkelerin dörtlü bir araya gelip Türkiye’yi tamamen dışarıda bırakarak, kendi aralarında birtakım toplantılar, anlaşmalar yaptıklarında, projeler geliştirdiklerinde bunlara kimsenin tepki vermediğini anlattı.
“East-Med” diye Türkiye’yi bypass eden bir boru hattından bahsedildiğine değinen Kalın, “Ekonomik, finansal olarak son derece irrasyonel, pahalı, uygulaması neredeyse imkansız olan bir projeyi sadece Türkiye’yi dışarıda bırakmak için bir müddettir değerlendiriyorlar ama bunun ekonomik olarak fizibıl olmadığını gördükleri için de bir türlü adım da atamıyorlar. Bütün bu süreç yaklaşık bir yıldır devam ediyor.” dedi.
“Türkiye’nin yaptığı anlaşmanın meşruiyetini sorgulamak da kimsenin haddine değil”
Kalın, bunlar yaşanırken, Türkiye’nin Libya ile anlaşma yaptığı anda “Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı hareket ettiği”ne dair birtakım iddiaların dile getirildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi hesaba katmayan hiçbir planın hayata geçmesi mümkün değildir. Aslında bu bizim Libya’yla geçtiğimiz 10 yılda yaptığımız birçok anlaşmanın mütemmim cüzlerinden birisidir. Devlette süreklilik esastır. Kaddafi döneminde de yapılmış anlaşmalar vardı. Şimdi bu hükümetle de yapılan iki anlaşma var. Bu hükümetin başka ülkelerle yaptığı, İtalya, Fransa ile yaptığı başka anlaşmalar da var. Kimse onların meşruiyetini sorgulamazken, Türkiye’nin yaptığı anlaşmanın meşruiyetini sorgulamak da kimsenin haddine değil. Ama genel bir prensip olarak Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışarıda bırakarak orada bir barış, huzur ve istikrar ortamının tesis edilemeyeceğini de herkesin bilmesi gerekiyor.”